Bismihi Teâlâ!
Gündem, günün öne çıkan konu ya da konular demektir.
Gündem, ferdi olabileceği gibi, toplumsal da olabilir.
İslâm’ın ve Müslümanın her anı, gündemdir. Ancak bugünün
yaşayan ölü Müslüman, İslâmî gündemi hem kendi gündeminden ve
hem de dünya gündeminden çıkarmıştır. Özellikle halkı Müslüman
olan coğrafyanın Ehl-i Sünnet halkı!
Allah Azze ve Celle tarafından gönderilen masum enbiya, içinde
yaşadıkları toplumun gündemini oluşturuyorlardı. Bu nedenle
müşrikler çok rahatsız oluyorlarken, gündemi oluşturan rabbaniler
ise, toplumun dikkatini üzerine çekiyorlardı. Müspet gündem
oluşturmak ne kadar güzel olsa da, halkın tamamı müspetten yana
taraf belirleyecek anlamını taşımaz. Önemli olan gündem
belirlemektir. Ama üzülerek belirteyim ki, Müslümanlar gerek
asrımızda ve gerekse Nebi sonrasında gündemi hem hayatlarında ve
hem de uluslararası hayatta silip attılar. Genellikle zalim, münafık ve
İslâm düşmanları tarafından gündem oluşturuldu; Müslümanlar ise,
bu olumsuz gündemin bir parçası olarak, zalimlere alet oldular.
Allah Tebareke ve Teâlâ, şu ayetlerle haftalık gündemi
oluşturuyor:
Ey iman edenler! Cuma günü namaz için
çağrıldığınız zaman,
hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. İşte bu, eğer
bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.(Cuma 62: 9)
Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın…(Cuma 62: 10)
Bu, müthiş bir olay, Allah’ı gündeminize taşıyın, alışverişi bırakın;
toplumsal bir gündem ile dünya kamuoyunun dikkatini üzerinize
çekiniz. Hem de adil imamın ya da onun naibinin rehberliğinde. Bütün
dünya medyası; gündeminizi gündemlerine taşısınlar.
Yıllık gündem için Allah Azze ve Celle şöyle beyan ediyor:
Allah, Beyt-i Haram (olan) Kâbe’yi insanlar için bir kıyam evi
kıldı…(Maide 5: 97)
Müslümanlar öyle bir gündem oluşturmalılar ki, Kâbe, bütün
insanların gündemi olsun!
Sizin veliniz, ancak Allah, O’nun Rasûlu ve namaz kılıp rükû
halinde zekât/sadaka veren müminlerdir.(Mâide 5: 55)
Eğer Müslümanlar Allah’ın işaret ettiği bu üç velayet dışındaki
bütün tağuti velayetleri red ederlerse, bütün dünyada gündem
Müslümanların gündemiyle çalkalanır. Çünkü:
Allah, iman edenlerin velisidir. Onları zulmetten/karanlıklardan
nura/aydınlığa çıkarır; inkâr edenlerin velileri ise tağuttur. Onları
nurdan karanlıklara çıkarırlar.
İşte onlar, ateşin ashabıdırlar, onlar
orada, ebedi kalacak olanlardır.(Bakara 2: 257)
Halkı Müslüman olan coğrafyanın büyük bir kısmı, bırakın
Allah’ın, Rasûlullah (s.a.a.)’ın ve “Müminler” den kasıt Ali (a.s.)’nin
velâyetini gündemlerine taşımak, tağutların velayetleri altında
gündeme alet oluyorlar; sonunda da nurdan karanlıklara
gömülüyorlar.
Rabbime hamdolsun ki, Gazze’deki Hamas’ın 7 Ekim 2023’te
Samiri Siyonizme karşı şanlı kıyamları dünya gündemine oturdu.
Eğer size bir yara/sıkıntı dokunduysa, o (zalim) kavme de onun
aynısı bir yara dokunmuştur. İşte o günleri biz insanlar arasında
döndürür dolaştırırız. Bu, Allah’ın iman edenleri (ve sözde iman
edenleri) belirtip ayırması ve sizden şahidler (veya) şehidler
edinmesi içindir. Allah, zulmedenleri (ve işbirlikçilerini) sevmez. (Âli
İmrân 3: 140)
Bugüne kadar hilal coğrafyası ve özellikle HAMAS, büyük bir yara
aldı, sıkıntı yaşadı. “mepanews.com web sites”’inin son haberine göre
Siyonist İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarda hayatını
kaybedenlerin sayısının 33 bin 899 can kaybı, 76 bin 664 yaralı” ki,
bunlar, resmi kayıtlardır.
7 Ekim 2023 tarihinden beri şehit olanların yüzde 70’i kadın ve
çocuklardır.
Bombalanan
yığınların altında kalanlar, toplu mezarlara
gömülenlerin sayıları meçhul. Bugüne kadar 141 gazeteci, 340 doktor
ve sağlık çalışanı öldürüldü,900 kişi yaralandı ve 100 sağlık personeli
gözaltında. Ayrıca 200’e yakın Birleşmiş Milletler personeli öldürüldü.
24 Mart 2024 itibariyle Gazze’de, 2 milyon kişi yerinden edilirken,
168 kamu binası, 305 okul ve üniversite, 224 cami, 3 kilise tamamen,
290 cami ise kısmen, 200 tarihi miras ve 70 bin konut tamamen, 360
bin konut oturulmaz durumda, 37 milyon ton moloz yığını birikti.
Yetkililere göre bu molozların temizlenmesi 14 yıl sürebilir.(TRT
haber)
1-)Bütün bu olumsuzluklara rağmen hilal coğrafyasının kısmi
desteğiyle HAMAS, tarihi bir gündem oluşturdu. Bu gündem ile
Batının öncülük ettiği batı değerler olarak bilinen insan hakları, eşitlik,
adalet, demokrasi ve hürriyet gibi sloganların kısmen sadece kendi
insanı için geçerli olduğu ikiyüzlülüklerini ortaya çıkarttı.
2-)Dünya halkları ve özellikle basireti açık Batı halkı, Batı
değerlerinin bir aldatmaca olduğunu ve siyasilerin çifte standartlarını
gördü.
3-)Basireti açık duyarlı insanlar, bazı politikacıların: “Gazze katili
Binyamin Netanyahu ve onun suç ortakları mutlaka adalete hesap
verecekler” gibi söylemlerinin
taraftarlarını tatmin etmek için içi boş
söylemler olduğunu gördüler.
4-)Halklar, konunun Netanyahu, Jon Biden, Birleşik Kırallık
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Suudi Arabistan Kralı Selman bin
Abdülaziz ve benzerlerinin meselesi değil, bunların batıl sistem ve
zihniyet sahibi olarak gördüler. Çünkü yarın onların koltuğuna
oturanlar da aynı cürümleri işleyeceklerdir.
5-)Basireti açık bazı Hristiyanlar, emperyalist zihniyetinin ve
dünyadaki fesat patronlarının Samiri Siyonistler olduğuna da şahit
oldular ve bu zalimlere karşı açık tavır aldıklarına da şahit olduk. Öyle
ki, gerek ABD’de, İngiltere ve Almanya’daki öğrenci hareketlerinde
“Siyonistler yok olmalıdır”, “Filistin Devleti, Filistinlilerin hakkıdır”
pankartlarına da şahit olduk.
6-)HAMAS’ın göndemiyle Halkı Müslüman olan coğrafyanın Ehl-i
Sünnet liderlerinin ve halkının ne kadar zavallı olduklarına da şahit
olduk.
7-)Daha önceki makalemde işaret ettiğim gibi, bu ikinci dönemde
de savaş devam edecek; çok pahalıya da mal olsa, ABD ve yandaş
emperyalistler Ortadoğu’yu terk edecekler ve kanser ur olan şeytani
zihniyet sahibi Siyonistler, devlet olarak yok olacaklardır.
Önemli olan, Müslümanların basireti açık Batılarla gündem
oluşturmaktır. Nebi sonrası, gündemi uluslararası
oluşturmak adına
değil, kendi halkları arasında kin, nefret, ihtilaf ve “kalu kil” den başka
bir gündem oluşturmadılar. Gündemi oluşturmakla görevli olan ve
Rasûlullah’ın gerçek varisleri olan Ehl-i Beyt imamlarına bu imkânı
tanımadıkları gibi, kanlı iç savaşlarla saraylarda dilberlerle vakit
geçirdiler. İnsanlığa süs olacaklarına, İslâm adına kir oldular. Hiçbir
buluşa, icada, ilerlemeye ve adalete imza atmadılar. Kör kaldılar,
toplumu da körlüğe, cehalete sürüklediler.
1979’de gerçekleşen İran İslâm İnkılabı ile gündem, İslâm’ın
gündemi oldu. Ancak 45 senedir Büyük Şeytan ABD, İblis İngiltere,
patron Siyonist emperyalizminin ve yerli uşaklarının eliyle gündemi
değiştirmeye ve savaşı, terörü ön plana çektiler. Fakat çok zor da olsa,
şehadetle neticelense, gündemde İran liderliğinde Hilal coğrafya
vardır.
Rahmetli Humeyni “Ramazanın son Cuma gününü, Kudüs Günü”
olarak ilan etti. O günden beri bütün canlılığıyla gündemini devam
etmektedir. Eğer Müslümanlar İslâm’ı dünya gündeminde
gündemleştirirlerse, şüphesiz, akibet salih kulların olur!(Enbiya 21:
105)
Ahmed MUHTÂR
29 Nisan 2024-ANKARA