0
Tuesday 19 December 2023 - 12:09

Aksa tufanı - Türkçe

Ahmet Muhtar
Story Code : 1103544
Aksa tufanı - Türkçe
                             
        -Anne, bir gece bana Nuh Tufan’ını anlatırken uyumuştum; bu gece onu tamamlar mısın?
        -Olur, ama o gece sıcacık yatağında uzanmıştınız; üstelik karnınız tok, baban ve diğer kardeşleriniz de başka odalarda mışıl mışıl uyuyorlardı.
        -Anneciğim, sahiden babam kardeşlerim neredeler?
        -Yavrum, baban; zalim Samiri Siyonistlerle savaşmak için cepheye gitti.
        -Niçin cepheye gitti?
        -Yavrum, Zeynebim, bu topraklar bizimdi. Ancak bundan bir asır evvel, zalim İngiliz İblisin öncülüğünde diğer Batılı emperyalist devletlerle beraber, ırkçı Siyonistleri destekleyerek topraklarımızı işgal ettiler. Bu zalimler, elbirliği ederek siyasi, sosyal ve silah desteğiyle  atalarımızı kılıçtan geçirdiler.
        -Anne, o zaman kimse atalarımıza yardım etmedi mi?
        Zeynebim, bugün Hilal coğrafyasından başka kim yardım ediyor ki?
        -Hilâl coğrafyası dediğin kimler, yoksa uzaylılar mı?
        -Hayır kızım.
        1979 Yılının Şubat ayında, Humeyni rahmetullah aleyhin liderliğinde, Fedakâr İran halkının kıyamı ve  İlâhî gaybın sonucu, Amerikan emperyalizminin Ortadoğu coğrafyasının ileri karakolunun onbaşısı Muhammed Rıza Şah’ın iktidarına son vererek, Nebi sonrasında ilk olarak bir inkılap gerçekleştirdi. Batının onursuzları buna tahammül göstermeyerek, Büyük Şeytan ABD’’nin liderliğinde, kendileri gibi onursuz Irak’ın zalim despotu Saddam Hüseyin’e her türlü desteği sağlayarak, mazlum ve izzetli İran halkına saldırttılar. Sekiz sene devam eden savaşta, İran halkı binlerce şehid ve malulu geride bırakarak, şanlı zaferini kazandılar.
         Zeynebim, o izzetli insan ve halkı kararlıydı. ABD ve diğer Batıl emperyalistleri, Ortadoğu coğrafyasındaki saltanatlarına son vermek için Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve Filistin de büyük bir riski göze alarak halkın uyanmasına ve teşkilatlanmasına öncülük etti. Elbette bu kolay olmadı. Ambargoya maruz kaldıkları için halk, çok büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı.
        -Anneciğim, bu zulmü kim reva gördü?
        -Yavrum, ABD ve onların yerli işbirlikçileri!
        -Anneciğim, ben Müslüman diyenler de mi?
        -Hani, sana bir gece anlatmıştım:
         Uhud ve Huneyin savaşında, âlemlere rahmet olarak gönderilen nebi Ahmed (s.a.a.)’i terk ederek savaş meydanında kaçtılar. Nebi sonrası, ayetin de beyan ettiği gibi “vakarla evinizde oturun” (Ahzab 33: 33) ikazına rağmen, Rasûlullah’ın zevcesi Aişe’nin öncülüğünde Zübeyr, Talha ve diğer güruh ile beraber, meşru halife İmam Ali’ye karşı Cemel savaşını başlatmışlardı. Sonra İmam Ali (a.s.), bir namerdin kılıcıyla mihrapta şehit edildi. Kerbela ‘da İmam Hüseyin’i, Haşimi ailesinden on sekiz yiğidi ve diğer yaranlarıyla beraber yetmiş iki kişiyi şehit ettiler.
        -Anneciğim, onları şehit edenler kimlerdi?
        -Zeynebim, günümüzde olduğu gibi, sadece kimliği                                                                             Müslüman olan zavallılar bu cinayetleri işlediler. Bugün ise, atalarının kadim sünnetini sürdürenler, bu ambargolara destek veriyorlar.
        -Kimler?
        Azerbeycan devleti, Siyonistlerden her türlü silahı alıyor ve onlara petrol veriyor. BAE, Suudi krallığı, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Pakistan, Endonezya, Ürdün, Mısır, Sudan, Tunus ve diğerleri de.
        -Anneciğim, Türkiye de mi?
        -Evet, hâlâ petrol ambargosu devam ediyor.
        -Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan döneminde de mi?
        Evet! Kendi kamuoyunu tatmin etmek için, balonun havasını düşürmek için yapamayacaklarını da söylüyor. Hani Mavi Marmara olayının hikâyesini, bir televizyonun açık oturumunu terk etmesinin sebebini, Rabia’nın işaretinin ne anlama geldiğini, Muhammed Mursi kardeşini terk nedenini, Ortadoğu Eş Başkanlığını, Medeniyetler İttifakının amacının ne olduğunu v.b. şeyleri sana anlatmıştım ya!
        Yavrum, 7 Ekim 2023 tarihinde zalim Siyonistlere karşı kıyamımızdan bugüne dek, Türkiye’den Siyonistlere 259 ticaret gemisinin gittiğini (17 Kasım 2023 Cuma, saat: 12,05), daha neler neler.
        Ama anne, âlemlerin Rabbi şöyle beyan ediyor:
        Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını ıslâh edin/düzeltin ve Allah’a karşı takva sahibi olun/Allah’tan korkup sakının umulur ki rahmet olunursunuz.(Hucurât 49: 10)  
       Sonra şöyle buyuruyor:
        Ve gerçekten onlar, yapamayacakları şeyleri söylüyorlar. (Şuarâ 26: 226)
        Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Halbuki siz kitabı okuyorsunuz? Hâlâ akıl etmiyor musunuz? (Bakara 2: 44)
        -Zeynebim, Tağut’la nikâhlı olanlar, söylerler; ama uygulamazlar!
        Gigi Hadid ve Elon Musk gibi niceleri, sözde bize destek verdiler. Ama korku ve dünyaya bağlılıkları, onlara geri adım attırmadı mı?
        İmam Ali (a.s.), şöyle beyan ediyor: “İnsanlar, (amel) konusunda babalarından daha çok, yöneticilere benzerler.”
        Bu coğrafyanın kulları, sadece yöneticilerini alkışlarlar. Nebi sonrası hep böyle oldu.
        Yavrum, Türk ve Arap coğrafyasının bağımlı liderleri bu ateşi söndürmek için ayrı ayrı toplandılar, sonra, anlayışlarına göre yapılandırılan İslâm Teşkilat üyeleri bir araya geldiler. Sonra, Türkiye dahil altı ülkenin dışişleri bakanı Amerika’ya gittiler. Hatta,  Mahmut Abbas’ın sözde Dışişleri Bakanına bile söz hakkını vermediler. Netice, hiç!
        -Anneciğim, evimize gidelim mi?
        -Yavrum, evimizi yıktılar, viran oldu. Komşular, bombalanan yıkıklar altında şehit oldular.
        -Arkadaşım Fatıma’da mı? Evet, o da.
        -Anneciğim, kirlendim; banyo yapmak istiyorum.
        -Yavrucuğum, iki aydan fazladır hiç kimse banyo yapma imkânını bulamadı; içecek suyumuz, yiyecek bir ekmeğimiz, yakacak bir odunumuz, giyecek bir elbisemiz kalmadı. Hepsi, bombalanan yıkıklar altında kaldı. Bak, kapkaranlıktayız; ışığımız, aşımız tükendi. Üstümüzü örtecek bir battaniye, sığınacak bir çadır bile yok. Yağmur şarıl şarıl yağıyor. Hava soğuk. Bazıları yağmur suyu ile yıkandı. Utansınlar, Müslüman geçinenler. Varsın onlar saraylarda yaşasınlar; bize, izzet, sabır ve şehadet yeter! Ama Allah’ın gaybi yardımlarıyla mutlaka kazanacağız!
        -Anneciğim, okula gidecek miyim?
        -Zeynebim, sağlam okul, hastane, ev, daire kaldı mı ki? Zalimler, zalimlerin desteğiyle her tarafı bombaladılar; yasak silahları bile kullandılar; her tarafa ateş yağdırdılar; sokakta oynayan çocukları bile ya  katl ettiler, ya da alıp tutukladılar, işkenceye tabi tuttular, evin balkonunda olup bitenleri gözetleyenleri bile içeri girmeye zorladılar, evlerini işgal ettiler; kör dünya feryadımızı duymadı, kıyam edenleri kamçıladılar, medyanın sesini kestiler, yüze yakın masum gazeteciyi bile öldürdüler.
        -Anneciğim, bunlar çok mu güçlü?
       -Hayır, dünyanın en korkak insanlarıdır. Ancak, iktisadi, siyasi, lojistik destek alıyorlar. Yine de kahraman HAMAS, İslâmî Cihad ile ve onlara silah yardımı yapan İran ve Hilal coğrafya ile baş edemediler, edemeyeceklerdir. Bu kıyam, Ehl-i Beyt Mektebinin bereketiyledir. İnşallah güzel akıbet, bizim olacaktır. Bugüne kadar binlerce şehit verdik, her şeyimizi kaybettik, ama i
zzetimizi koruduk.
        Yemen’in izzetli insanları, feryadımıza yanıt olarak zalimlerin ticaret gemilerini bombalama sonrası Kızıldeniz’deki faaliyetlerini askıya alan global şirketler, rotalarını başka tarafa çevirmeye mecbur ettiler.
        -Zeynebim, bir asra yakındır, yapılan zulümleri, kırılan kolları, babasının sıcak kucağına sığınanı şehit edenleri, sapanla kendisini müdafaa edenleri, işkenceye tabi tutulanları, tecavüze uğrayanların resimlerini, ya da videoya alınanları tek tek sana göstermiştim. Bunlar, sadece bütünün bir parçası, hikâyemizin bir zerresidir. Rabbimizin huzurunda zerre miskal kadar da olsa, bu zalim Samiri ırkçı Siyonistler ve onlara destek verenler, feryadımıza kulak tıkayanlar, mutlaka hesap verecekler ve hak ettikleri cezayı alacaklardır. Yavrucuğum biz, bir asırdır, dost bildiğimiz ve halkı Müslüman olan coğrafyanın emperyalizmle işbirliği yapan hain iktidarlardan darbe aldık. Bu son iki ayda, binlerce kişi şehit verdik, ama bütün dünyada basireti açık olanlardan binlerce insanın dirilişine vesile olduk, Allah’ın gaybi yardımlarıyla Müslüman oldular; milyonların kalbinde taht kurduk. Onlar ise, taraftarlarını kaybettiler.  Ehl-i Beyt Mektebinin vesilesiyle atılan bu ilk adımın ikinci adımı, Siyonistlerin yıkılışına, dağılmasına, yeryüzünde fesadın yerine adaletin hüküm süreceğine iman etmişiz ve olacaktır. Bu İlâhî vaad muhakkak gerçekleşecek (Enbiya 21: 105) ve vaad edilen topraklar dahil, yeryüzüne Salih kullar hüküm sürecektir. Ümmetin önünde diri, basiretli ve ilmiyle amel eden bir rehber; zalimlerin tuzaklarını boşa çıkaran akıllı biri, vardır. Bu basiretle Ehl-i Sünnetin coğrafyasına çağrıda bulundu: Ey sağır ve dilsizler, Siyonistlerle sadece ticaretinizi kesin, petrolünüzü zalimlere satmayın, elçiliklerinizi kapatınız, bu ve benzeri şeyleri dile getiren aziz Rehber Ali Hamaneyn’in davetini yayından kaldıranlar, elbette âlemlerin Rabbine hesap vereceklerdir.
        -Aziz kızım, strateji gereği Hizbullah’ın savaşın kenarından tuttuğunu söyleyenler, yalan söylüyorlar. Her konuda olduğu gibi önce Allah’a ve sonra onlara borçluyuz. Onların varlığıyla ve onlara destek verenlerin desteğiyle izzet bulduk. ABD ve AB, maddi ve manevi tüm desteklerini Siyonistler için seferber ederken, halkı Müslüman olan coğrafyanın iktidarlarını hâlâ hamasetten, atalarıyla övünmekten, Filistin bayraklarıyla beraber bayraklarını dalgalandırmaktan başka nelerine şahit olduk? Batını hür insanları, kedi ülkenin bayraklarıyla değil, sadece Filistin’in bayraklarıyla meydanları dolduranların mesajını anlamayanlara, bir şey anlatamayız, kızım. Halkı Müslüman olan ülkelerin ulusal yayın organları, sözde okumuş aydınlar, iktidarları Hizbullah’tan, mazlum Yemen’den hiç söz ettiler mi, paylaşımlarında yer verdiler mi? Hayır. Çünkü onlar Şii ya da Şia taraftarıdır da onun için. İşte yobaz ve gericiler, bunlardır.
        -Anneciğim, mescitlerimizde ezanı, kiliselerde çan sesini de duymuyorum.
        Zeynebim, onları da bombaladılar. Yıkıntılar arasında onlarca insan can verdi.  
        -Anneciğim, sen hamilesin; doğumun yaklaştı; eğer erkek olursa ne isim vereceksin, kız olursa, ismini ne koyacaksın?
        -Yavrum! Eğer baban sağ dönerse, o bilir. Fakat bana kalırsa, erkek için “Muhammed Ali ya da Fetih”, “kız olursa, Fatıma!”
        -Zeynebim, teyzen de doğum yapacaktı. Fakat  doğumu gerçekleşmeden, zalim Siyonistler onu annesiyle beraber toprağa gömdüler.
        -Anneciğim, sığınabileceğimiz bir toprak parçası yok mu? Yavrum biz burada doğduk ve burada öleceğiz. Asıl o zalimlerin sığınacak bir yeri olmayacaktır. Hatta,  bugün zalimlere destek verenlerin torunları atalarına lanet ederek “arkasına sığındıkları ve kalbi taş kesilenlerin bile, gel benim arkamda bir zalim Siyonist saklı, onu öldür” diyecek günler pek yakındır. Çünkü ilâhî vaad budur!
        -Anneciğim, Nuh (a.s.) ve ona gerçekten iman eden seksen üç kişi, zalim olan kavimlerinden çok zulüm gördüler. Sonunda âlemlerin Rabbi onlara: “gözetimim altında bir gemi yap” dedi ve sonunda hepsi de kurtuluşa erdiler. Ak Denizin kenarındayız, bize de bir gemi gönderemez mi, ya da Ebabil kuşları yardımımıza gelmezler mi?
       -Zeynebim, Allah Teâlâ bizi sabırla ve halkı Müslüman olan coğrafyanın büyük bir kısmi imtihan ediyor. Sabredenler ve yardım edenler belirlensin diye, yardımlarını geciktirebilir! Ama akıbet muttakilerindir.
        -Anneciğim, Siyonistlerin askerleri halkın eşyalarını çalıyorlar, öyle ki bir teyzenin kolyesini eline alarak sırıtıyordu, çocukların oyuncaklarını kırıp etrafa dağıtıyordu; çocukların sokakta oynamasına bile tahammül edemiyorlar; neslimizi bitirmek mi istiyorlar? Şu çıplaklar da kimlerdir?
        Zeynebim, Allah Teâlâ şöyle beyan ediyor:
        …Kalpleriniz katılaştı; artık onlar taş gibi veya daha katıdırlar. Çünkü taşlardan öyleleri vardır ki, onlardan nehirler fışkırır, öyleleri vardır ki yarılır, ondan sular çıkar, öyleleri vardır ki Allah korkusuyla yuvarlanır. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir. (Bakara 2: 74)
        … Onlar hayvanlar gibidirler; hatta daha şaşkındırlar. (Furkân 25: 44)
        Bu zalimler, tağutu ilah edindiler. Tağut ise, taraftarlarını aydınlıktan karanlığa götürür.(Bakara 2: 257) Bu sebeple Samiri Siyonistlerden her şey beklenilir. Kuduz, herkese, hatta her şeye saldırır. Bunlar, kuduz olandan daha aşağılık kuduz kimselerdir!
        Bombalanmış yıkık altında bacağını ve sol elini kaybetmiş beş yaşındaki Ahmed, sağ eliyle zafer işaretiyle bütün dünyayı müjdeliyor: Allah’ın izniyle zafer, muttakilerin olacaktır!
 
            
 
 
 
 
       
 
Comment